Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
eat out
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
yemeğini dışarıda (lokantada) yemek.
dine in
: evde yemek yemek.
lokantada yemek yemek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
eat out of one's hand
birine tamamen güvenmek/bel bağlamak, her dediğini yapmak, bir dediğini iki etmemek, mutlak itaat göstermek.
eat out of one's hand
herşeye boyun eğmek, (bir kimsenin) her dediğini yapmak, eline ayağına kapanmak, her isteğine/emrine
uymak, dize gelmek.
I'll soon have him eating out of my hand
: Yakında onu dize getiririm.
eat out of house and home
çok yiyerek aile bütçesini altüst etmek.
He's eating me out of house and home
: Onun boğazına para yetiştiremiyorum.
eat out of sb's hand
birinin eline bakmak
Verb
eat one's heart out
içi içini/kendi kendini yemek, çok üzülmek, üzüntüden zayıflamak.
She was eating her heart out for
her son who was away at the war.
eat one's heart out
(a) çok üzülmek, içi içini yemek, kendini yeyip bitirmek, (kininden/öfkesinden vb.) çatlamak, (b) özlemek.
eat someone out of house and home
(evsahibine) çok pahalıya çıkan yemek yemek
Verb
eat someone out of house and home
çok yiyerek birini mahvetmek
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.